6 Ekim 2016 Perşembe

RIMMEL LONDON SUPER GEL TOP COAT




Arkadaşlar merhaba. Bugün size adete ojelerimizi tırnaklarımıza zamklayan bir top coattan bahsedeceğim. Bahsedeceğim ürün Rimmel London markasının Super Gel step 2 top coatı.
Bir çok markanın top coatlarını denedim. Top coatlardan genel beklentim gün içinde ojemin bozulmamasını sağlaması ve ojeme parlaklık katması. Zaten her gün oje değiştiren bir insan olarak top coatlardan birkaç günlük bir kalıcılık gibi bir beklentim hiç olmadı.
Yine bir Watsons alışverişimde karşıma çıkan bu ürünü değişiklik olsun diye satın aldım. Uygulamamda kesinlikle istediğim parlaklığı ve gün boyu ojemin bozulmaması beklentilerimi karşıladı. Sıra geldi akşam ojeleri çıkarmayaa !! :) Bir de ne göreyim ojelerim çıkmıyor. O kadar baskı uygulamama rağmen normalde 2 dakikada ojelerimi çıkaran asetonum bu sefer resmen acı çekti. Abartısız bir şekilde ojelerimden kurtulmam tam yarım saatimi aldı. İki gün üst üste aynı rengi kullanacaksam dahi ojelerimi silip bir daha sürerim. Sanırım taze oje seviyorum. :) Benim işimi zorlaştıracak olan bu top coatı bir kaç gün aynı ojeyi kullanmayı seven insanların çok seveceğine eminim. Fiyatı 6 lira civarı olan bu top coata kesinlikle bir şans verin derim ben. Aynı zamanda serinin renkli oje alternatifleri de mevcut. Seriyi birlikte kullanınca kalıcılığın nasıl olacağını hayal bile edemiyorum. :)
Aranızda bu top coatı kullananlar var mı? Varsa ojelerinizi nasıl çıkarıyorsunuz? Bana yorum bırakmayı ve beni instagramdan takip etmeyi unutmayın. Bir sonraki yazıma kadar kendinize çok iyi bakın!! :)


Instagram: arkadastavsiyeleri

MASKE DOSYASI/ Pirinç Unu Maskesi

Arkadaşlar merhaba. Bugün sizlere bir süredir deneyimleyip memnun kaldığım doğal bir maskeden bahsedeceğim. Pirinç unu maskesi! :)
Bir süredir haftada iki kere olmak üzere yaklaşık 2 çay kaşığı pirinç unuyla yaklaşık 7-8 çay kaşığı suyu karıştırarak yüzüme uyguluyorum. Burada önemli olan aslında yüzünüzün ebatına göre kıvamlı bir karışım oluşturmak. Daha sonrasında ise bu karışımı yüzümde 15 dakika kadar bekletip sonra ılık suyla arındırıyorum. Sonrası için yapmanız gereken tek şeyse cildi bol bol nemlendirmek! :)
Gelelim maskenin etkilerine… Bu maske kesinlikle cildin altında kalıp bizi çıkmak için 1 hafta uğraştıracak olan o sorunlu sivilceyi direk yüzeye çıkartıyor ve bu sayede kontrollü bir şekilde o sivilceden kurtulabiliyoruz. Aynı zamanda ciltteki lekeleri belli bir kullanımdan sonra azaltmayı vaat eden bir maske. Lekeli bir cildim olmadığı için bu vaat hakkında bir şey söylemeyi pek doğru bulmuyorum. Oldukça beyaz tenli olduğum için kore menşeili maskeler cilt renklerimizin benzerliğinden ilgilimi çeker ve bu maskeyi de yine bu ilgimden dolayı buldum. Bir süredir kullandığım bu maskeden cildimde ki sorunları dengeleme adına oldukça memnunum.
 Sizin de çeşitli cilt problemleriniz varsa doktor kontrolünde doğaya başvurmaktan çekinmeyin. Ama şunu mutlaka hatırlatmak isterim ki bir cilt sorununuz varsa en iyi yardımcınız her zaman iyi bir cilt doktoru olacaktır. Kendi başınıza kulaktan dolma bilgilerle sorunlarınızı artırmayın ve mutlaka bir hekime başvurun.
Bir sonraki yazıya kadar kendinize çok iyi bakın ve beni instagramdan takip etmeyi unutmayın!! :)


instagram: arkadastavsiyeleri

15 Eylül 2016 Perşembe

FAVORİLER / Uygun Fiyatlı Olmayan Favori Parfümlerim  

Arkadaşlar merhaba. Daha önce yayınladığım bir postta size uygun fiyatlı favori parfümlerimden bahsetmiştim. Hala okumadıysanız ilerde ki postlarda uygun fiyatlı parfüm önerilerimi bulmayı unutmayın! :) O postta iki muadil üründe bulacaksınız! :) Bugün ise size size uygun fiyatlı sayılmayacak üç favori parfümümden bahsedeceğim.


Burberry Classic



Oldukça bilinen ama vazgeçilemeyen parfümüm. Bu parfüm meyveli ve odunsu kokular kategorisinde yer alıyor. Notalarıysa;
Üst notalarda şeftali, kayısı, armut ve frenk üzümü; orta notalarda yasemin, sandal ağacı ve sedir.
Sanırım bu parfümde portakal kokusu alan tek kişiyim. Yine uygun fiyatlı parfüm önerilerimde bu parfümün uygun fiyatlı muadilini bulabilirsiniz. Klas diye tabir edebileceğimiz hafif ama etkili bir koku arıyorsanız Burberry Classic sizin parfümünüz olabilir!! :)

Gucci Rush


Yeri her zaman ayrı olan kış parfümüm. Yaz aylarına biraz ağır kaçabilen bu parfüm bahar ve kış aylarında muhteşem bir etki bırakan odunsu ağırlıklı diyebileceğim bir koku. Herkesin zevkine uymayacak ama seveninde asla vazgeçemeyeceği bu koku da hayatımın sonuna kadar bittikçe alacağım parfümlerimin arasında. Markanın pembe ambalajlı Rush 2 seçeneği de mevcut ancak benim için kırmızı Rush daimi favori. Notalarından bahsedersek;
Şeftali, frezya, gardenya; orta notalarda kakule, gül, yasemin; alt notalarda vanilya, paçuli, vetiver.

 Marc Jacobs Daisy eau so Fresh Blush



Şişesini ayrı kendisini ayrı sevdiğim parfümüm!  Özel bir koleksiyon ürünü olan bu parfüm yine her zevke hitap edebilecek bir koku değil. Ancak yine sonbahar ve kış aylarında benim vazgeçilmezler listemde olan bir koku. Notalarıysa;
Pembe greyfurt, mandalina, elma, gül, zambak, frezya, kayısı, sedir ve misk.

Buradan da anlaşılacağı üzere ben turunçgil, yasemin ve vanilya içerikli kokulara bayılıyorum! :) Peki sizin favori parfümleriniz hangisi? Bahsettiğim parfümlerden sevdiğiniz bir koku var mı? Bana yorum bırakmayı ve beni instagramdan takip etmeyi unutmayın. Bir sonraki posta kadar kendinize iyi bakın!! :)


instagram: arkadastavsiyeleri

13 Eylül 2016 Salı

MAVİ vs KOTON / Serenay mı? Fahriye mi?



Geçtiğimiz günlerde bir gün arayla iki farklı markanın reklam filmlerini yayınlanması ister istemez onları bir yarışa soktu. Mavinin Serenay Sarıkaya ve Barbara Palvin’li reklam filmi mi yoksa Kotonun Fahriye Evcen'li reklam filmi mi?
Bana soracak olursanız ürün çeşitliliği açısından Koton birkaç adım öndeyken, konu ellerinde bulunan ürünlerin kaliteliliği ve jeanlerin yarışmasıysa Mavi açık ara öne geçiyor. Tabi bu kıyas burada da bitmiyor. İnsanlar kıyası farklı bir boyuta taşıdı ve kıyaslanan Serenay Sarıkaya ve Fahriye Evcen’ in güzelliği olmaya başladı. Çok farklı iki kulvardaki insanı karşılaştırmayı pek doğru bulmuyorum. Biri ülkemizin en güzel sarışın kızlarından biriyken diğeri ülkemizin en güzel esmer kızlarından biri. Belki de ikisi de kendi kulvarlarının en iyileri… Reklam filmlerini kıyaslayacak olursak ise Mavi reklam filmlerindeki tecrübesini yine konuşturarak iddialı bir reklam filmi yapmayı başarmış. Bir konuda Kotonu eleştirmek istiyorum oda konsept dahi olsa reklam filminin çok karanlık oluşu. Bu yüzden ürünleri ayırt etmek dahi zorlaşmış. Dünyaca ünlü bir top model varken Serenay Sarıkaya’nın ön planda olmasını eleştiren bir kesim varken ise ben kendi değerimizi ön planda tutmayı oldukça makul buldum. Fakat gözler yine de bir Kerem Bursin’ i aradı. :) Kampanya dahilinde bulunan ürünlere baktığımızda ise her iki koleksiyondan da ürünler beğensem de Mavi burada da biraz ağır bastı.
Peki sizin bu konu hakkında ki düşünceleriniz neler? Sizce markaların değil insanların kıyaslanması doğru mu? Bana fikirlerinizi yazmayı ve beni instagramdan takip etmeyi unutmayın. Bir sonraki posta kadar kendinize iyi bakın!! :)


instagram: arkadastavsiyeleri



12 Eylül 2016 Pazartesi

SEVDİKLERİM SEVMEDİKLERİM / Aydınlatıcılar


Arkadaşlar merhaba bugün sizlere hala elimde olan 5 aydınlatıcı üründen bahsedeceğim. Bahsedeceğim 4 ürünü belirli aralıklarla kullansam da biri dolabın derinliklerinde kendine yer buldu bile.

-Flaşsız çekim-


-Flaşlı çekim-

Aşağıdan Yukarıya; The Balm Mary Lou, Essence Beauty Beats 01 Swaaaag!, Pastel Moon Light, Flormar Camouflage Palette, Kiko Cream Crush 01 no

The Balm Mary-Lou Manizer: The Balmın meşhur Mary Lou aydınlatıcısı tam bir şampanya rengi ve pigmentasyonu oldukça başarılı. Islak kullanarak daha da metalik bir görünüm elde edebilirsiniz. Her cilt rengine uygun olsa da benim gibi beyaz tenlilerin çok fazla sürmesi sarı bir görüntüye yol açabilir dikkat! :) Aynı zamanda far olarak kullanıma da oldukça uygun olan bir aydınlatıcı.

Essence Beauty Beats: Postun başında kendine dolabın derinliklerinde yer bulan aydınlatıcım! Pembe alt tona sahip bu aydınlatıcı için söyleyebileceğim tek şey pudranın içine sim dökmüşler!

Pastel Moon Light: Seveni olduğu kadar sevmeyeni de olan pembe alt tonlu bir aydınlatıcı. Kimi insanlar ciltlerinde sim sim durduğunu söylese de ben böyle bir sorun yaşamadım ve verdiği hoş aydınlığı oldukça seviyorum. Zaman zaman toz aydınlatıcılarımın altına baz olarak da kullanıyorum ve sabitlemede oldukça başarılı. Cilt tipine göre değişen bir ürün olduğu için almadan önce bileğinizde deneyip ona yarım saat şans vermenizi öneririm.

Flormar Camouflage Palette: Flormarın kapatıcı paletinde denk geldiğim ve sonunu getirdiğim inci beyazı aydınlatıcı. Beyaz tenlilerin oldukça sevebileceğini düşündüğüm soğuk alt tonlu ve inci beyazı olan bu aydınlatıcıya şans vermenizi şiddetle tavsiye ediyorum! :) Flormarada bir an önce bu aydınlatıcının teklisini çıkarmasını rica ediyorum!!

Kiko Cream Crush 01: Kendisi aslında bir krem far olan muhteşem aydınlatıcım. Kısa bir süre önce Tepe Nautilus Kiko mağazasında denk geldiğim bu krem far şuan en sevdiğim aydınlatıcım. Oldukça doğal bir ışıltı veren bu far sabitlenme konusunda da mükemmel! Ancak krem far denilen bu ürünün yapısının pekte kremsi olmadığını söylemem gerekiyor. 


Benim sevdiğim ve sevmediğim aydınlatıcılarım bu şekildeydi. Dönem dönem aydınlatıcı olarak Loreal' in aydınlatıcı bazını da kullanıyorum. Bu baz aynı zamanda aydınlatıcılarım altına sürdüğümde onların kalıcılığını gün boyu kalacak şekilde artırıyor. Favori uygulama şekillerim ise ıslak sünger veya parmaklarım yardımıyla uygulamak. Fan fırça yardımıyla uygulamada istediğim yoğunluğa ulaşamadığım için ve pudra pudra bir görüntü olduğu için genel olarak bu iki yöntemi kullanıyorum. Sizin favori aydınlatıcılarınız hangisi bana yazmayı ve beni instagramdan takip etmeyi unutmayın. Bir sonraki yazıya kadar kendinize iyi bakın!! :)


instagram: arkadastavsiyeleri

SİVİLCEYE MEYİLLİ CİLTLERE ÖNERİLER  - 1 -

Arkadaşlar merhaba! :)
Bugün sizlere sivilceye meyilli ciltler için bir nemlendirici tavsiyesinde bulunacağım. Bahsedeceğim nemlendiriciyi yaklaşık olarak 8 seneden fazla bir süredir kullanıyorum.
Çoğu sivilceli insan nemledirici sürmekten korkar. Nemlendirilerin cildi daha da yağlandırdığına dair yanlış bir inanış var kafalarımızda. Ancak tam tersi sivilceli insanlarda özellikle sivilce ilacı kullanan insanlarda nemlendirici kullanımı oldukça önemli.  Ama tabi ki cilde uygun olan, cildin ihtiyacını karşılayacak nemlendirici kullanılmalı.
Nemlendirici seçerken yaptığımız en büyük hata ise yağ bazlı ve su bazlı ürünlerin farkında olmadan duyduğumuz veya o an denk geldiğimiz ürünü almamız. Eğer sivilceli veya sivilceye meyilli bir cildimiz varsa ihtiyacımız olan su bazlı ürünler. Daha önceki postlarımda da bahsettiğim gibi 23 yaşındayım ve sivilceye meyilli bir cildim var. 14 yaşından itibaren çeşitli sivilce tedavileri gördüm ve üniversiteye geçişim itibariyle yani 4 senedir sivilcelerimi kontrol altında tutmayı öğrendim.  Cildimizin bize iyi davranmasını istiyorsak biz de ona iyi davranmalıyız ve nemlendirmeyi ihmal etmemeliyiz. Özellikle makyaj yapmadan önce cildimizi mutlaka nemlendirmeliyiz ve bu bahsedeceğim ürün de makyaj altına nemlendirici olarak gayet uygun, ciltte kusmalara sebep olmayan bir ürün. Bahsettiğim ürün Excipial Hydro. Eczanelerde bulabileceğiniz 6 TL lik fiyatıyla evladiyelik bir ürün.

 

Sivilcelenme probleminiz varsa size en büyük tavsiyem bu sorunu kendi kendinize çözmeye çalışmayın ve mutlaka ilgili doktorların yardımına başvurun. Kendi başınıza, doktor tavsiyesi olmadan yaptığınız uygulamalar cildinizi daha da kötü bir hale getirebilir. Ve unutmayın sivilceler her zaman sizinle kalmayacak bu geçici ama özen isteyen bir süreç. Moralleri bozmayın! :)

Sivilce problemleriyle ilgili detayları yazıları ister misiniz? Bana bu konuda yorum bırakmayı ve instagramdan beni takip etmeyi unutmayın. Bir sonraki posta kadar kendinize iyi bakın!! :)

instagram: arkadastavsiyeleri

10 Eylül 2016 Cumartesi

FAVORİLER/ Favori Rujlarım


Arkadaşlar merhaba. Bugün sizlere bittikçe aldığım ve almaya devam edeceğim favori rujlarımı göstereceğim.

Golden Rose Velvet Matte - 16 no

The Balm Meet Matt(e) Hughes - Trustworthy

XP Matte - 03 no

Flormar Supermatte - 203 no

,
Pastel Day Long Mat Seri - 15 no

Estée Lauder Pure Color - 306 Crystal Rose

Wet'n Wild - Mocha Licious

Chanel Hydra Soleil - 28 Soleil Astral

Absolute Newyork Matte Stick - Brown

 
Golden Rose Kalem Mat Ruj - 01 no

L' oréal Color Riche - 703 no

Christian Dior Diorific - 020 Brun Big Bang

Rimmel London Lasting Finish By Kate - 48 no

Revlon Matte Balm - 265 Fierce


Benim favori rujlarım bu şekildeydi. Flormar hariç hepsi sürümü gayet kolay olan rujlar. Sizin favori rujlarınız hangileri benimle paylaşmayı ve beni intragram hesabımdan takip etmeyi unutmayın. Bir sonraki yazıya kadar kendinize iyi bakın!! :)


instagram: arkadastavsiyeleri

TARAKLA SAÇLARI YOLMAYA SON! / Loreal Paris Elseve Tarak


Arkadaşlar merhaba. Bugün sizlere uzun zamandır saçlarımı yolmadan nasıl tarayabiliyorum bundan bahsedeceğim. Yıkandıktan sonra saçlarımı taramak benim için can yakıcı bir süreçti. Saçlarım hemen püsür oluyor ve o püsürleri açana kadar adeta saçlarımı yoluyordum ve tarakta gördüğüm saç birikintisi beni oldukça mutsuz ediyordu.


Bir Gratis alışverişim sırasında bu tarakları gördüm ve kahve bronz olanın rengini çok beğendiğim için herhangi bir umut beslemeden hem ablama hem kendime satın aldım. Bahsettiğim gibi satın alma sebebim tamamen rengi ve küçük boyutuyla kolay taşınabilir oluşuydu. Ancak denediğimde bu ürüne resmen bayıldım. Dakikalarca püsürleri açmak için uğraştığım, sıvı saç kremlerinden yardım aldığım saçımı çok nazik bir şekilde koparmadan açtı. Hem ıslak hem kuru saçımda defalarca kullandığım bu tarak diğer taraklarımı bir daha geri kullanılmamak üzere dolaba kaldırttı diyebilirim. Artık sürekli olarak elim bu tarağa gittiği için diğer rengini de yedekledim ve biri sürekli olarak çantamda durup gün içi kurtarıcım oluyorken diğeri evde kullanım için beni bekliyor. :) 


Benden daha kıvırcık saçları olan ablamda bu taraktan çok memnun kaldı. İkimizin ortak gözlemi olarak bu tarak saçlarımızı açmada ve elektriklenmeyi dengelemede oldukça başarılı. Önerdiğim herkesten olumlu geri bildirim alıyorum. Sizde 10 TL gibi uygun bir fiyata bu ürüne denk geldiğiniz yerde şans verebilirsiniz.
Bir sonraki yazıma kadar kendinize iyi bakın!! :)

YÜZÜMÜZDEKİ ÖLÜ DERİLERDEN KURTULUYORUZ! / Yves Rocher Kayısılı Peeling


Bugün size uzun zamandır yüzümdeki ölü derilerden nasıl kolayca kurtulduğumdan bahsedeceğim. Bahsedeceğim ürünün methini her biriniz en az bir defa duymuşsunuzdur. Yves Rocher markasının kayısılı peelingi..


Her zamanki gibi öncelikle size kendi cildimden bahsetmek istiyorum. Cildim dönemsel olarak parçalara ayrılabilecek kadar kuruyan bir cilt ama buna rağmen doktorumun aşırı kuruluğa bağladığı sivilcelenmeye meillenme problemine sahibim. Sivilcelenmenin sebebini birçok kişi yağlı cilde bağlasa dahi aşırı kuru ciltte sivilceye oldukça zemin hazırlamakta.
Suratımdaki ölü derilerden arınmak için birçok markanın birçok peelingini denemiş olsam da son 1 yıldır düzenli olarak Yves Rocher markasının kayısılı peelingini kullanıyorum. Bu peeling içindeki minik parteküller sayesinde yüzümdeki ölü deriyi çok güzel arıtıyor ve şuana kadar cildimde herhangi bir iretitasyona sebep olmadı. Alerjik bir yapım olduğunu düşündüğümüzde benim cildimde problem yaratmayan bir peelingi gönül rahatlığıyla önerebiliyorum. Ancak genel olarak peeling uygulanacak ciltte aktif sivilce bulunmamasına özen göstermek gerekiyor. Bunun sebebi ise peeling taneciklerinin o sivilceyi daha da yayabilecek olması. Bunların yanı sıra ben peelingimi haftada bir kez olmak üzere aktif sivilcelenme dönemimin olmadığı zamanlarda kullanıyorum ve markanın bu ürünü kaldırmadığı sürece sürekli olarak bu ürünü kullanmayı ve yeni bir ürün arayışına girmemeyi düşünüyorum. Markanın genel olarak içeriğinin temizliği konusunu da göz önünde bulundurduğumuzda Yves Rocher şans verilmesi gereken bir marka. 

Peki sizin bana önerebileceğiniz bir peeling var mı? Bu ürünü kullananlar ürün hakkında ne düşünüyor? Benimle fikirlerinizi paylaşmayı unutmayın. Bir sonraki yazıma kadar kendinize iyi bakın!! :)

7 Eylül 2016 Çarşamba

KYLIE JENNER' IN SÜREKLİ DEĞİŞEN SAÇLARI 


Günümüzde Kardashian-Jenner klanını görmezden gelme veya tanımama ihtimalimiz giderek zorlaşmakta. Gerek stilleriyle olsun gerek abartılı yaşam tarzlarıyla olsun oldukça hızlı bir şekilde tüm sektörü ele geçiriyorlar. Seveni ve nefret edeni bol olan bu klanı sevmeyen kesimleri bile stalklamaktan kendilerini geri alamıyor. Bugün benim için bu klanın tek favori ismi Kylie Jenner'ın sürekli değişen saçlarından bahsedeceğim. 

Kylie sık aralıklarla saçlarında bir çok renk ve model denemesi yapıyor. Bebek gibi suratını düşündüğümüzdeyse bu seçimleri nasıl bu kadar kolay yaptığını anlamamız oldukça kolaylaşıyor. Şimdi kendi değimiyle King Kylie' nin bugüne kadar kullandığı saçlara bir bakalım.






Benim Kylıe' nin sürekli değişen saçlarında favorim uzun ve siyah saçları ancak uzun ve rengarenk saçlarda ona fazlasıyla yakışmış gibi görünüyor. Sizin favori Kylie saç görünümünüz hangisi ve bu klanın önlenemeyen yükselişi hakkında neler düşünüyorsunuz? Bana yazmayı unutmayın! :)
Bir sonraki yazıya kadar kendinize iyi bakın!! :)

6 Eylül 2016 Salı

PRATİK KAŞ ve KİRPİK BAKIM YAĞI


Her kız kaşları ve kirpikleri güzel olsun ister. Özellikle uzun ve dolgun kirpikler hangimizin hayali değil ki.. Ama maalesef herkes kaş ve kirpik konusunda doğuştan şanslı değil. Doğuştan şanslı olanlardan olsak bile yaptığımız makyajların kaş ve kirpiklerimizi yorması, gündelik yaşam stresi gibi konular yüzünden cildimize, saçımıza nasıl ekstra bakım yapmamız gerekiyorsa kaş ve kirpiğimize de ekstra bakım yapmamız gerekiyor.
Herkesin bildiği gibi kaş ve kirpiklerimize bakım yapmak için badem yağı, hindistan cevizi yağı vb. bir sürü alternatifimiz var. Ancak aktar veya kozmetik mağazalarından aldığımız bu yağları ilk başlarda istikrarlı olarak kullansak bile belli bir zaman geçtikten sonra biraz üşenmelerin başladığını kendi adıma söyleyebilirim. İlk başlarda büyük heveslerle karıştırdığım, her gün fırçasını hijyenik hale getirdiğim bakımım bir süre sonra benim için külfete dönüşüyordu. Aslında bu tip şişe yağlarını hijyenik bir şekilde muhafaza etmek o kadar da kolay değil.
Kaş ve kirpik yapımdan biraz bahsedecek olursam oldukça gür ve kalın kaşlara sahipken, kirpiklerimde oldukça uzun. Kaş ve kirpik konusunda şanslı insanlardan olarak gözüksem bile gündelik yaşamın stresi ve makyaja da bağlı olarak dönemsel bir şekilde özellikle kaşlarımda tek tük dökülme sorunları yaşayabiliyorum. Bu dönemlerde özellikle bakım yapmaya özen gösterdiğim kaş ve kirpiklerim için daha kolay ve steril bir ürün arayışındayken Gratis’ te karşıma Softem markasının kaş ve kirpik bakım yağı çıktı. Saçlarımı nasıl kaskatı halden yumuşacık ve parlak bir hale getirdiğimle ilgili yazımı okuduysanız zaten Softem markasının saç bakım yağını da ne kadar sevdiğimi biliyorsunuzdur. Saçlarım için bu kadar sevdiğim bir markanın kaş ve kirpik ürününe de bir şans vermek istedim. Çift taraflı olarak dizayn edilmiş şişesinin iki tarafında da aynı yağ olmasına rağmen kaş ve kirpiklerimize ayrı ayrı kolay uygulama yapmamızı sağlayan farklı iki ucu bulunuyor. Bu ürün sayesinde artık akşamları yatmadan kaş ve kirpiklerime bakım yağı uygulamak benim için külfet olmaktan çoktan çıktı bile. Olumlu etkilerini de 2 haftalık bir süre sonrasında gözlemlemeye başladım. Yaklaşık 1 aydır kullandığım bu yağdan şimdilik çok memnunum. Fiyatıysa indirimsiz 20 lira civarında ve indirim dönemlerinde daha da uyguna yakalanabilir. Aynı zamanda kutu içeriğinde bir de hediye cımbız bulunuyor. Hediye bir ürüne göre cımbızında oldukça başarılı olduğunu söylemem gerek. 20 ml’ lik bu ürün bana oldukça uzun süre gideceğe benziyor.


Eğer sizin de benim gibi dönemsel sorunlarınız varsa veya kaş, kirpiklerinizde dolgunlaşma, uzama istiyorsanız bu ürüne bir şans vermenizde fayda var. Ama unutmamak gerekiyor ki bu tarz ürünler kişiye göre değişebilen ürünler ve her kişide aynı sürede aynı etkiyi vermeleri mümkün değil. Kaş ve kirpiklerimizle ilgilenirken bunun düzenli kullanımdan geçen uzun bir süreç olduğunu unutmayın. Bir sonraki yazıma kadar hepiniz kendinize iyi bakınn!! :)

DENEDİM / Uygun Fiyatlı Parfüm Önerileri


Merhaba arkadaşlar bugün size uygun fiyata sahip olup bittikçe aldığım üç parfüm, bir vücut spreyinden bahsedeceğim.


Bir Watsons alışverişim sırasında kasada beklerken denediğim bu ürün sanırım en sevdiğim parfümüm oldu. Tertemiz ve ferah kokup bir de yasemin çiçeği gibi kokmak ve gün içinde kalıcılığı sizi mutlu etsin istiyorsanız kasa kenarlarında duran bu parfüme mutlaka bir şans verin derim. Unutmadan söylemeliyim ki markanın başka çiçek kokusu alternatifleri de mevcut. Bu parfümü sıkın ve sonra insanların çok güzel kokuyorsun parfümün ne sorularına hazır olun!:) Ben şimdiden yedekli kullanmaya başladım bile.


Sonbahar ve kış aylarında elimin en çok gittiği parfümlerimden biri. Bittikçe yenisini aldığım bu parfümüm de dolabımda daha çok uzun süre bana eşlik edecek gibi görünüyor. Notalarından bahsetmem gerekirse üst notalarında portakal çiçeği ve pembe biber bulundururken orta notalarında leylak, sümbül, salkım, amber çiçeği ve odunsu notalara yer vermektedir. Bununla beraber alt notalardaki pirinç pudrası, talk pudrası akordu, iris ve misk kokularını içinde barındırmakta. Fiyat performansına göre de oldukça kalıcı bir koku. Ayrıca bu parfümün Chloé’ nin meşhur Love kokusuna da muadil olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Ancak Chloé’ nin o hafif kokusuna ulaşması yarım saatçik bir süre alıyor.


Yaklaşık iki sene önce Gratis’ te deneyip aşık olarak kullandığım parfüm!  Maalesef son 1 senedir markanın bu parfümünü Gratis’ te bulmak mümkün değil. Ancak ilgilenenler sitelerin online satışlarından çok çok uygun bir fiyata bu parfüme sahip olabilir. Kokuyu anlatacak olursam tam bir Burberry Classic! Senelerdir Burberry Classic kullanan bir insan olarak birebir bir muadil olduğunu söyleyebilirim. Ancak kalıcılık konusunda pek başarılı olmadığını gün içinde tazeleme ihtiyacı olduğunu söylemem gerekiyor. Ama 12-13 lira gibi bir fiyata Burberry Classic muadilinin bu kadarcık bir kusuru olabilir sanırım. Herhangi bir mağazada denk gelirseniz bana yazmayı unutmayıın ! :)


Ne zaman hafif ve beni mutlu eden bir kokuya ihtiyacım olsa elimin gittiği tek vücut spreyim. Özellikle yaz aylarında ağır kokuları sevmeyen insanlar için müthiş bir kurtarıcı olan bu vücut spreyini Madame Coco’ ya gittiğinizde mutlaka denemenizi öneririm. Kalıcılığının pek iyi olduğunu söyleyemesem bile serisindeki duş jeli ve vücut losyonuyla desteklediğinde orta kalıcılığı yakalamanız mümkün. Ancak kokusunu denediğinizde onu çantanızda taşıyıp arada tazelemeye hiç üşenmeyeceksiniz! :)


Benim uygun fiyatlı parfüm önerilerim bu şekildeydi. Sizin kullandığınız uygun fiyatlı parfümler neler bunları benimle paylaşırsanız çok sevinirim. Sizi yorumlarda bekliyor olacağım. Bir sonraki yazıya kadar kendinize iyi bakın!! :)

5 Eylül 2016 Pazartesi


İLHAM ALALIM / Zamansız Güzel Audrey Hepburn


Audrey Hepburn denildiği zaman benim aklıma gelen ilk kelime “ zamansızlık”. Bunun nedeni ise daimi olarak gerek kendi döneminde gerek günümüzde hala stil, zarafet denildiğinde akla gelip, örnek alınacak isimler listesinde üst sıralarda olması.
Audrey Hepburn’ ün sadece stili değil yaşantısı da her zaman ilgimi çekmiştir. Eğer sizde benim gibi bir Audrey severseniz ve onun yaşantısı hakkında daha bilgi sahibi olmak istiyorsanız size Donald SPOTO’ nun Zarafet kitabını gönül rahatlığıyla öneririm. Şimdi ise bu zamansızlıktan nasıl ilham alabileceğimizi konuşacağız.


Bir iki sene öncesine kadar kalın kaşlı insanlara özensiz olduklarına dair eleştiriler gelebilirken Audrey Hepburn döneminin ince, kavisli kaş algısına inat kalın ve düz kaşlarıyla harika görünmeyi başarıyordu. Çocukluğumdan itibaren kalın ve gür kaşlarımla bende ortaokul ve lise dönemlerinde barışık olamasam da son 4-5 yıldır kalın ve gür kaşın bakışlara yansıttığı derinliği büyük bir beğeniyle kullanıyorum. İlk başlarda bu yadırgansa ve özensizlik olarak algılansa da belli kesimlerce unutmayın ki sizi eleştirenler eleştirdikleri şey moda olduğu anda onu yapmaya çekinmeyen insanlar. Yani sizde doğal ince veya kalın, kavisli veya düz kaşlarınızla barışın. Önemli olan sizin nasıl iyi hissettiğiniz.


Herkes topuklu giymek zorunda değil! Evet bazı topuklu ayakkabıların kıyafetimizi ve bizi harika gösterdiği bir gerçek ancak topuklu ayakkabı giymek bizim için işkenceyse ve sevmiyorsak şıklığın sırrının topuklu ayakkabı olmadığını unutmamamız gerekiyor. Audrey Hepburn ilk akla topuklu ayakkabının geleceği birçok kombinde babetleriyle harika görünmeyi başarmıştır. Bizde topuklu ayakkabı giymek istemediğimiz dönemlerde Audrey’ in bu görüntülerinden ilham alabiliriz!


Audrey Hepburn’ ün kullanmayı en çok sevdiği desen çizgi olabilir. Bizde vücut şeklimize uygun olarak enine veya boyunu çizgi seçimleriyle, yine zevkimize bağlı olarak siyah/beyaz veya renkli alternatiflerle stilimize spor ama şık bir hava katabiliriz. Eminim hepimizin bildiği bir şey ama yine de hatırlatmakta fayda görüyorum ki enine çizgiler bizi geniş gösterebildiği için enine çizgi seçimlerinde vücut yapımıza biraz daha uygun seçimler yapmalıyız. Boyuna çizgilere gelindiğinde kim daha uzun görünmek istemez ki ! :)


Makyaj stiline geldiğimizde Audrey Hepburn’ ün gözlerine vurgu yapmayı sevdiğini söylemek doğru olacaktır. Gözlerine çekilen muntazam eyeliner güzel kaşlarıyla birleştiğinde nasıl büyüleyici baktığını anlamak zor değil. Hafif cilt makyajları tercih eden Audrey’ in güzel cildine baktığımızda seçiminde pekte zorlanmadığını söyleyebiliriz. Verdiği röportajlarda ise kırmızı rujun dikkatli kullanılması gerektiğinden bahseden Audrey simsiyah bir elbise, ayakkabı ve çantada uygun kırmızı rujun ne kadar güzel olduğuyla ilgili bize tüyo vermeyi ihmal etmemiş! :)



Bugün sizlere Audrey Hepburn’ ün zamansız stilinden bahsettim. Eğer başka bir ünlüyle ilgili ilham yazımı okumak isterseniz bana yorum bırakmayı unutmayın. Bir sonraki postta görüşene kadar kendinize iyi bakın!! :)

Yıpranmış Saçlarımı Kısa Sürede Nasıl Onardım


Arkadaşlar merhaba. :)


Bugün sizlere yıpranmış saçlarımı 1 ay gibi kısacık bir sürede nasıl hayata döndürdüm bundan bahsedeceğim. Öncelikle size biraz saçlarımı anlatayım. Uzun, ince telli ama sık, elektriklenmeye çok müsait ve dalgalı saçlara sahibim. Orta okuldan itibaren ailemin de iznini alarak saçlarımın aralarına sarı, kırmızı gibi renkler denedim fakat lisede doğal rengime tamamen döndüm ve üniversiteye kadar bu böyle sürdü. Üniversiteye başlamadan önce yine kendimde bir değişiklik istedim ve doğal kahverenginin tonlarını içinde barındıran saçımı tamamen bakıra boyattım ve bu saçı yaklaşık bir sene boyunca kullandım. Ancak açık tenli bir insan olduğum için belli bir süre sonra bu rengin beni daha da soluk gösterdiğini düşünerek saçlarımı koyu kahverengiye boyatarak saçımdaki bakırlığı atmaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü bu hiç kolay bir süreç değildi. :) Saçımın koyu kahverengiye boyamasının ardından kısa sürelerde saç rengim de isteğim dışında açılmalar olmaya başladı ve koyu kahverengiye boyama işlemim 4 sene boyunca sürdü.
Bu sene üniversiteyi bitirmemin ardından yine kendimde bir değişiklik yapmak istedim ve saçlarıma ombre işlemi yaptırmaya karar verdim. Siyaha dönük koyu kahve saçlarıma dipteki renkle oynamadan ve açıcı kullanılmadan temmuz ayında boyayla ombre işlemi yapıldı ve saçımda hala severek kullandığım açık kumraldan koyu sarıya dönük bir renk oluştu. Keşke her şey anlattığım kadar güzel olsaydı fakat senelerdir saçımı boyayan bir insan olmama rağmen ombre işleminden sonra yumuşacık saçlarım kaskatı oldu. Şunu da söylemem gerekir ki bu döneme kadar saçlarıma şampuan ve sıvı saç kremi hariç yumuşatmak için özel bir bakım yapma ihtiyacı hiç duymadım. Sonrasında kaskatı kesilen saçlarım için ürün arayışlarına girdim ve şanslıydım ki kısa bir sürede aradığım ürünleri buldum. Öncesinde ki uzuuun yazıya dayanabilenler için şimdi kullandığım ürünler ve bende bıraktığı etkilerden bahsetmeye geçiyorum. :)
Öncelikle söylemem gereken şey kullandığım ürünlerin kolay ulaşılabilir ve uygun fiyatlı olması.


ŞAMPUAN

Bu süreçte Elseve beni hiç yarı yolda bırakmadı desem doğru olacaktır. Elseve boyalı saçlar için olan şampuanım yanı başımdan hiç ayrılmadı. Ancak 1 hafta gibi bir süre önce uzun süredir boyalı saçlar için olan şampuanı kullandığım için bir değişikliğe giderek Arı Sütlü olan şampuanı denedim ve şuana kadar hiç bir olumsuzluk yaşamadım.

SAÇ KREMİ

Saç kremleri seçimlerimde de Elseve beni hiç yarı yolda bırakmadı ve saç kremlerimi de Elseve' den seçtim. Duşta kullandığım boyalı saçlar için olan serinin saç kremini kullanırken duş sonrasında hem saçımın kolay taranması hem de gün içinde saçımın daha da ışıl ışıl görünmesi için Elseve' in 2li Bakım İksirini kullandım.

SAÇ MASKESİ

Saç maskesi arayışım ise oldukça spontane gelişti ve bir alışverişim sırasında karşılaştığım Daily Defense markasının argan yağlı maskesine şans verdim ve iyi ki bu ürünü denemişim diyorum. Bu ürünü ne zaman kullansam saçlarım yumuşacık oluyor ve elektriklenmiyorr ! :)

YAĞLAR

Saçıma hangi yağları kullanacağıma karar vermeden önce bir araştırma yaptım ve öncelikle ince saç tellerimi güçlendirmek, hali hazırda az olan saç dökülmemi yok etmek ve yeni saçlar kazanmak için bir ürün aradım ve aradığım ürünü kısa bir sürede buldum. Softem markasının bitkisel saç bakım yağı bu konuda tüm isteklerimi başarıyla karşıladı diyebilirim. Sonrasında zaten saç kremleri ve maskelerle yumuşattığım saçlarımın uçlarını daha da parlak ve canlı göstermek istedim ve imdadıma Yves Rocher' in Hair Repair Oil ürünü yetişti ve artık saçlarım istediğim görünüme kavuştu.

Peki tüm bu ürünleri ben nasıl kullandım? Saçlarımı her gün yıkayan bir insanım. Duşta kullandığım saç kremimi maske yaptığım günler hariç her gün kullandım ve sıvı saç kremimi de her gün kullanıp gün içinde gerek duyduğum anlarda tazeledim. Saç maskesini ise 3 günde 1 kullandım. Saç bakım yağlarına geldiğimizde Softem markasına ait saç bakım yağını haftada 1 gün olacak şekilde düzenli olarak kullandım. Softem yağını saç diplerime uyguladığım günlerde saçlarımın boyları ve uçları için Yves Rocher markalı saç yağımı kullandım ve tepede bir topuz yaparak bunu en az 2 saat olmak üzere beklettim. Yves Rocher marka saç yağımı sadece bu uygulamada kullanmayıp haftanın her günü duştan minimum 10 dakika önce kullanmaya özen gösterdim. Ancak şuan saçlarımdaki düzelmeyi göz önüne alarak Yves Rocher yağımı da  3 günde bir ancak minimum 1 saat bekleterek kullanmaya başladım.
Öncelikli olarak bu kullandığım ürünler ve kullanma şeklim bana iyi gelen bir yöntem ve herkeste aynı etkiyi bırakmasının mümkün olmadığını belirtmem gerekiyor.


Benim saçlarımı yumuşatıp eski sağlığına kavuşturma maceram bu kadardı. Açıkça söylemek gerekirse aldığım ürünler konusunda işlerimin oldukça rast gittiğini söyleyebilirim. Tabii ki bu süreçte deneyimleyip memnun kalmadığım ürünlerde oldu ama yine de oldukça kısa bir sürede saçlarımla ilgili problemlerimi çözdüm. Kullandığım ürünlerle ilgili daha detaylı sorularınız veya satın aldığım yerlerle ilgili sorularınız olursa yorumlarda sizi bekliyor olacağım.
Bir sonraki arkadaş tavsiyeme kadar kendinize iyi bakın. :)

Arkadaş Tavsiyeleri Hakkında


Arkadaşlar merhaba :)
Blogumun ilk yazısında öncelikle size burada nasıl paylaşımlar yapacağımla ilgili bilgiler verip birazda kendimden bahsedeceğim.
Bahsedeceğim konular;
  • Deneyimlediğim kozmetik ürünleri,
  • Deneyimlediğim cilt bakım ürünleri,
  • Deneyimlediğim saç bakım ürünleri,
  • Sivilceye ve alerjiye meyilli ciltler için tüyolar,
  • Süreç içinde denememi istediğiniz ürünlerle ilgili yorumlar,
  • Modaya dair kombin, alışveriş önerileri ve aynı zamanda isteğinize bağlı olarak arkadaşlıklardan, okul tecrübelerimden bahsedeceğim.
Yeni bir sayfayım ve sayfamı sizin istek ve önerilerinizle şekillendirmek istiyorum. Bu yüzden yorumlarınızı bekliyorum!:) 23 yaşında ve üniversiteden yeni mezun bir kızın neler paylaşacağını merak ediyorsanız takipte kalın.:)